Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada yayımlanan bir fotoğraf, hem gözleri hem de akılları açtı. Şehrin bir köyünde bulunan kaçak yapıların bahçesinde yer alan onlarca mazgal, dikkat çekici bir dekorasyon projesinin parçası olarak kullanılmıştı. İnşaat yapımcıları ve yerel halk arasında büyük tartışmalara yol açan bu durum, kaçak yapılar konusundaki mevcut tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı. Kimi kişiler, bu tür yapıların çevreye olan etkilerini sorgularken, diğerleri ise bahçedeki yaratıcı tasarımı takdir etmeden edemedi.
Son yıllarda Türkiye'nin dört bir yanında kaçak yapılar giderek artırdığı gözlemleniyor. Hızla büyüyen şehirlerdeki konut ihtiyacı, pek çok kişi için kaçak yapıları cazip hale getiriyor. Ancak, bu yapıların sunduğu imkanlar kadar yaratılan çevresel sorunlar da dikkat çekiyor. Öte yandan, söz konusu kaçak yapının bahçesindeki onlarca mazgal ile yapılan dekorasyon, bu tür yapıların içindeki yaratıcılığı bir nebze de olsa gözler önüne seriyor. Mazgallar, aslında genellikle su tahliyesinde kullanılan unsurlar olsalar da, estetik ve fonksiyonel farklılık gösteren örneklemeleriyle bahçelere hitap eden bir dekorasyon elemanı olarak da değerlendirilerek bu durumu sorguluyoruz.
Bu durum, yerel halk arasında çeşitli tepkilere yol açtı. Kimileri bu yaratıcı tasarımı beğenerek bu kaçak yapılar üzerinden yerel sanatçıların yeteneklerini sergilemesini olumlu bulsa da; bir diğer kesim, çevre kirliliği ve plansız yapılaşmanın getirdiği sorunlara dikkat çekiyor. Kaçak yapı sahibi, bahçesindeki onlarca mazgalla oluşturduğu dekoratif yaklaşımın samimi bir ifade biçimi olduğunu savunarak, “Geri dönüşüm ve yaratıcı düşünme benim için çok önemli. Bu mazgalları alıp bahçemin atmosferine katmak istedim. Herkes beğenmek zorunda değil ama ben bu parçalarıyla mutluyum.” dedi.
Bunun yanı sıra, yerel belediyenin ve çevre derneklerinin de konuyla ilgili farklı Dünya’ya açılan bir kapısı var. Sıradışı dekorasyon parçalarının kaynağı ve bu parçaların kullanılmaları sonucunda nasıl bir çevresel etki ortaya çıkacağı merak ediliyor. Geçtiğimiz günlerde çevre dernekleri, bu tür yapıların sadece insanların estetik kaygılarını değil, kentsel dönüşüm süreçlerini de etkilediğini vurguladılar. “Yüzyıllardır sürdürülen estetik ve iç mekan tasarımının temel kuralları dışında bir yaklaşım, kaçak yapılara güzellik katmamalı. Bu sorun, yalnızca bulunduğumuz bölgeyi değil, çarpık yapılaşmayı destekleyen diğer yerleri de kapsıyor.” diyerek kaçak yapıların geleceğine dair eleştirilerini sıraladılar.
Özellikle şehirlerin büyüme oranlarının hızlı olduğu ve inşaat sektörünün ciddi bir hızla ilerlediği günümüzde, kaçak yapıların ve bunlardan oluşan yaratıcı tasarımın önemli bir tartışma konusu olacağı aşikar. Sonuç olarak, mazgalların bahçedeki yerini dekoratif bir unsura dönüştürmek, kaçak yapıların toplumsal algısında küçük bir değişim yaratabilecek gibi duruyor. Ancak bu durumun uzun vadeli etkileri ve başka kentsel alanlarda nasıl sonuçlar doğurabileceği henüz bilinmiyor.
Sonuç olarak, kaçak yapıların bahçesindeki mazgallar, yalnızca bir dekorasyon unsuru değil, aynı zamanda yaratıcılığın ve sanat aracılığıyla toplumsal bir sorgulamanın ifadesi olmanın yanı sıra, kentsel dönüşüm ve çevresel sorunların da derinleşen bir tartışma unsuruna dönüşmesine sebep oluyor. Belki de bu tür yapıların getirdiği karmaşanın bir çıkışı, tam da burada gizli. Sorunları ve çözüm yollarını bir arada düşündürmeye çalışan bu örnek, kaçak yapıların toplumsal algısında yaratıcı bir dönüşüm sağlayabilir mi? İşte bu, zamanla daha net bir şekilde görülecek.