Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda kapsamlı bir rapor hazırladı. Bu rapor, kadına şiddetin önlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına yönelik öneriler sunuyor. Son yıllarda artan kadına şiddet olayları, ülkede hem kamuoyunu hem de siyasi iradeyi harekete geçirmiş durumda. Raporda, mevcut durumun analiz edilmesi, şiddet mağdurlarının desteklenmesi ve toplumda farkındalığın artırılması için yenilikçi yaklaşımlar ve öneriler yer alıyor.
Raporda dikkat çekici bir öneri, "fenomenlerin" şiddetle mücadelede aktif rol almasıdır. Sosyal medya ve topluluklar içinde geniş bir kitleye ulaşabilen fenomenlerin, kadına yönelik şiddetle ilgili farkındalık yaratma gücü olduğu vurgulanıyor. Bu kapsamda, fenomenler ile iş birliği yapılması ve bu kişilerin etkinliklerinde kadına yönelik şiddeti önleyici mesajların verilebilmesi için devlet destekli projelerin geliştirilmesi önerilmektedir. Bugüne kadar genellikle reklam ve pazarlama amacıyla kullanılan bu kişilerin, toplumsal sorunlara duyarlılığının artırılması ve gücünün bu alanda kullanılması büyük bir adım olaraktır.
Raporda ayrıca, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için toplumsal farkındalığın artırılması amacıyla çeşitli eğitim programlarının geliştirilmesi önerilmektedir. Özellikle genç neslin, çocuk yaşta kadına saygı ve eşitlik konusunda eğitilmesi, ileride oluşabilecek olumsuz davranışların önüne geçmek için hayati önem taşımaktadır. Bu eğitim programları, hem okul müfredatlarına hem de aile içi eğitime entegre edilmelidir. Böylece, şiddet kültürünün yerle bir edilmesi ve büyük bir dönüşüm sürecinin başlangıcı olunması mümkün olabilir.
Türk toplumunun, kadına şiddet konusundaki duyarlılığını artırmak için medya kanallarının da aktif rol oynaması gerektiği ifade edilen raporda, televizyon dizileri ve filmler aracılığıyla pozitif rol modellerin tanıtılmasının yanı sıra, şiddet içeren her türlü görüntü ve içeriğin yasaklanmasına yönelik öneriler yer alıyor. Bu noktada, sanatçılar ve medya çalışanları ile iş birliği yapılarak, şiddeti normalleştiren içeriklerin yayılmasının önüne geçilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
Son olarak, raporda kadına şiddet mağdurlarının korunmasına ilişkin mevcut sistemin güçlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Yasa dışı uygulamalara maruz kalan kadınlar için daha etkin sığınma evleri, psikolojik destek ve hukuki yardım imkanlarının artırılması gerektiği belirtilmiştir. Meclis raporunda, kadınların yaşam hakkının korunması ve onurlarının iade edilmesi için acil eylem planlarının hayata geçirilmesi gerektiği özellikle vurgulanmaktadır. Türkiye’nin, kadına şiddetle mücadelede uluslararası standartlara ulaşmak için kararlı ve etkili adımlar atmasının önemine dikkat çekilmektedir.
Bu rapor, Türkiye'de kadına yönelik şiddet karşısında dur demek ve cinsiyet eşitliğini sağlamak adına atılacak önemli adımlar konusunda bir rehber niteliği taşımakta olup, toplumun her kesiminde farkındalık yaratmakta kararlı bir yaklaşım sergilemektedir. Kadına yönelik şiddetin tamamen son bulduğu bir toplum hedefi için tüm bireylerin sorumluluk alması gerektiği vurgulanmaktadır.