Gana'nın sıcak ikliminden Türkiye'nin yeşil dağlarına uzanan yolculuk, birçok insan için hayallerin peşinden koşabileceği bir başlangıçtır. İşte bu yolculuk, 20 yaşındaki Samuel Ofori için gerçekleşti. Gana'da doğup büyüyen Samuel, eğitimini sürdürmek ve daha iyi bir gelecek için Türkiye’ye adım atarak Rize’deki bir tıp fakültesine kayıt oldu. Ailesinin destekleriyle çetin şartlara rağmen azimle yürüdüğü bu yolda, Gana’dan gelen bir öğrenci olarak hayalinin peşinden koşmayı başardı. Bugün, tıp fakültesini başarıyla bitirerek mezuniyet diplomalarını eline aldı.
Samuel, Gana'nın başkenti Akra'dan Rize'ye geldiğinde birçok zorlukla karşılaştı. Dil bariyeri, kültürel farklılıklar ve yeni bir eğitim sistemine adaptasyon süreci, ona günlük hayatta birçok zorluk yaşattı. Ancak tüm bu engelleri aşmak için harcadığı çaba, onu yalnızca akademik açıdan değil, aynı zamanda kişisel gelişim anlamında da besledi. "Buraya geldiğimde hiçbir şey bilmiyordum; ancak insanların sıcaklığı ve destekleri beni hep motive etti." diyor Samuel, kendisini yalnız hissetmediği için şanslı olduğunu vurgularken.
Samuel’in Rize’ye gelmesinin en büyük sebeplerinden biri, Türkiye’deki kaliteli eğitim fırsatlarıydı. Gana’da tıp eğitimi almak oldukça maliyetli ve zor bir süreçti. Türkiye’nin sağlık alanındaki başarısı ve tıp fakultelerinin sağladığı olanaklar, onu bu ülkeye yönlendiren başlıca faktörler arasındaydı. Rize’deki üniversitede geçirdiği yıllar boyunca birçok başarılı projeye imza atarak, hem akademik kariyerini sağlamlaştırdı hem de sosyal sorumluluk projelerine katılım sağladı.
Samuel’in tıp fakültesinden mezun olması, sadece kendi hayatında bir dönüm noktası değil, aynı zamanda Gana'daki ailesi için de büyük bir gurur kaynağı oldu. Tıp eğitimi süresince edindiği bilgi ve deneyimler, onu geleceğin başarılı hekimlerinden biri olma yolunda önemli adımlar atmasına yardımcı oldu. Artık diplomasını almış olan Samuel, hayalini gerçekleştirmiş olmanın mutluluğunu yaşıyor. "Bu, benim ve ailem için bir zafer. Gana'da büyüyen bir çocuğun Türkiye'de tıp mezunu olması, birçok insana ilham verebilir," diyor.
Samuel’in gelecek hedefleri arasında, Türkiye'de ya da Gana'da çalışarak topluma hizmet etmek yer alıyor. "Amacım, sağlık hizmetlerine erişimi daha iyi hale getirmek ve özellikle kendi ülkemdeki gençlere ilham vermek," şeklinde konuşuyor. Sağlık sektöründe çalışırken, sosyal hizmetler projelerine de katılmayı planlıyor. Böylelikle hem kendi deneyimlerini paylaşacak hem de yeni nesillere umut olacak. Samuel, gençlerin hayallerine ulaşabilmesi için kendilerine inanmasını ve çalışmaları gerektiğini belirtiyor.
Samuel’in hikayesi, yalnızca kendi kişisel başarısını değil, aynı zamanda eğitimde uluslararası mobilitenin önemini ve farklı kültürlerin birleşiminden doğan fırsatları da gözler önüne seriyor. Türkiye, uluslararası öğrencilere sunduğu olanaklarla gelecekte daha fazla bireyin hayallerini gerçekleştirmesine yardımcı olabilir. Samuel’in yolculuğu, pek çok gencin zorlukları aşarak hayatta başarılı olabileceğine dair güçlü bir örnek teşkil ediyor.
Gana’dan gelen bu genç doktorun azmi, ona yalnızca tıp diploması kazandırmadı; aynı zamanda gelecekteki kariyer yolu ve toplumda olumlu bir değişim yaratma motivasyonu verdi. Bizler de onun hikayesinden ilham alarak, eğitim yolculuğunda karşımıza çıkan zorlukları aşma cesaretini bulmalıyız. Samuel’in başarısı, her bireyin kendi potansiyelini keşfetmesinin ve başkalarına ilham vermesinin ne denli önemli olduğunu gösteriyor. Geleceğimizin, Samuel gibi azimli gençlerin ellerinde şekilleneceği kesin.