Aşık Veysel, Türk edebiyatının ve halk müziğinin en önemli figürlerinden biri olarak bilinir. Sevgi dolu türküleri, destansı hikayeleri ve düşündürücü sözleri ile Türk sanatına büyük katkılarda bulunmuştur. Ancak, hayata dair bazı detaylar ve söylediği çarpıcı sözler, birçok kişiye hala gizemli gelmektedir. Özellikle son döneminde söylediği “Ben asıl şimdi kör oldum” sözü, birçok insanı derinden etkilemiş ve düşündürmüştür. Peki, Aşık Veysel'in hayatında bu sözlerin ardında ne vardı? İşte, Aşık Veysel’in bilinmeyen yönleri.
Aşık Veysel, 1894 yılında Sivas’a bağlı Şarkışla’da dünyaya geldi. 7 yaşındayken geçirdiği bir hastalık sonucu gözleri görmemeye başladı. Kör olması, onun dünyayı algılama biçimini radikal bir şekilde etkiledi. Fakat bu durum, Aşık Veysel’de büyük bir sanatçı ruhunun filizlenmesine neden oldu. Görmediği dünyayı, kalemiyle ve sesiyle adeta yeniden inşa etti. Türk halk müziği ile birlikte halk edebiyatının en önemli örneklerini sunan Aşık Veysel, sözlerinde derin felsefi düşünceler barındırıyordu. Hayatı boyunca 200'e yakın eser kaleme alan Aşık Veysel, toplumun ayrıntılarını ve zorluklarını inceleyerek insanlara seslendi.
Aşık Veysel’in “Ben asıl şimdi kör oldum” sözü, onun yaşamındaki derin anlamı ve felsefeyi ortaya koymaktadır. Bu sözü söylediği dönemde, sanatının ve düşüncelerinin zirveye ulaştığı bir zamanı temsil ediyor. Sadece fiziksel körlüğüyle değil, ruhsal ve zihinsel olarak da kendi varoluşunu sorguladı. Bu durum, Aşık Veysel’in yaşamından yola çıkarak, gerçek körlüğün ne olduğunu irdeler. Fiziksel gözlerin görmemesi bir engel teşkil ederken, insanın iç dünyasını, ahlaki değerlerini ve ruhunu sorgulamaması asıl tehlikedir. Aşık Veysel, körlükten çok daha derin bir anlam taşır; içindeki ışığı ve açık görüşlülüğü simgeler.
Aşık Veysel’in dünyasında, körlük sadece bir engel değil, bir metafor haline gelir. Hayatın zorluklarına karşı direnç sağlayarak insanlara rehberlik eden bir simgedir. Türkiye’nin köylerinde ve kasabalarında insanların acılarını, sevinçlerini ve özlemlerini dile getiren bir halk şairidir. Gözlüğünde acı bir yaşam geçirmiş olmasına rağmen, sözleri yürekleri aydınlatacak kadar tesirli olmuştur. Onun eserlerinde sıkça geçen temalar arasında doğa, aşk, ölüm ve insanın özündeki derin duygular yer almaktadır. Her bir dizesi, okuyucuyu düşündüren ve duygulandıran bir anlatıma sahiptir.
Aşık Veysel’in hayata bakış açısını anlamak, onun eserlerini daha derinlemesine değerlendirmek için çok önemlidir. Eserleri, toplumun gerçeklerini yalın bir dille ifade eden bir bakış açısıyla kaleme alınmıştır. Onun müziğinde ve şiirinde, halkın acıları ve sevinçleri iç içe geçmiş olarak sunuluyor. İnsanların yaşam koşullarını, duygusal durumlarını ve sosyal sorunlarını ele alan Aşık Veysel, kendi hayatında olması gereken gerçekleri yansıtarak bir ayna gibidir.
Özetle, Aşık Veysel’in hayatı ve sözleri, derin bir felsefi ve sanatsal bakış açısını temsil etmektedir. "Ben asıl şimdi kör oldum" ifadesi, insanın içsel gözünü açmasını sağlayacak bir sorgulamadır. Gözlerin görmediği, ancak ruhun derinlikleriyle algıladığı bir evrende, gerçeği ve ışığı bulmak mümkün. Onun hayatına ve eserlerine dair bu derin yazılar, bizlere sadece bir sanatçının ötesinde, insan olmanın ve yaşamanın ne demek olduğunu hatırlatıyor. Aşık Veysel, bize sadece müziği değil, aynı zamanda yaşamın anlamını ve önemini öğreten bir deryadır.