Ardahan'da dün akşam saatlerinde aniden başlayan sağanak yağış, kısa sürede şiddetini artırarak sel felaketine dönüştü. Doğa olaylarının beklenmedik etkileri, yerel halkı hazırlıksız yakaladı. Şehir merkezi ve çevresinde yer alan bazı mahalleler, su baskınlarıyla karşı karşıya kaldı. İş yerleri, evler ve alt geçitler su altında kalırken, çok sayıda vatandaş mahsur kaldı. Bu üzücü olay, bölgedeki afet yönetimi çalışmalarını bir kez daha gündeme getirdi.
Ardahan'da bu hafta boyunca aralıklı olarak beklenen yağışların, 31 Ekim'de yoğunlaşması bekleniyordu. Ancak, beklenenden çok daha şiddetli bir şekilde meydana gelen yağmur, yerel yönetimlerin uyarılarına rağmen hazırlıksız yakalanmalarına sebep oldu. Aniden bastıran yağışlar saatler içinde şehrin alt yapısının kaldırabileceği miktarın çok üzerinde yağış bıraktı. Şehir merkezinde su birikintileri oluşurken, bazı mahallelerin yolları tamamen kapandı. Cadde ve sokaklarda oluşan su birikintileri, sürücülerin ve yayaların hareketini zorlaştırdı.
Sel felaketi sırasında en çok etkilenen bölgelerden biri de şehir merkezinin çevresindeki yerleşim yerleri oldu. Çok sayıda vatandaş, araçlarıyla birlikte suya gömüldü. İtfaiye ve arama kurtarma ekipleri, mahsur kalan insanları kurtarmak için yoğun bir çaba sarf etti. Bölgeye intikal eden kurtarma ekipleri, acil durum müdahale planları çerçevesinde hızlı bir şekilde harekete geçti. Güvenli alanlara taşınan vatandaşa, sağlık ekipleri tarafından ilk müdahale yapıldı. Yetkililer, selin meydana geldiği bölgedeki durumun normale dönmesi için çalışmalara devam ediyor.
Bu olay, Ardahan'da yaşanan ilk sel felaketi değil. Geçmişte de zaman zaman bu tür felaketlerle karşılaşan Ardahan, iklim değişikliği ve altyapı sorunlarıyla başa çıkmak zorunda kalıyor. Şehir sakinleri, sel felaketlerine karşı gereken önlemlerin bir an önce alınması gerektiğini vurguluyor. Uzmanlar, sel riskinin önüne geçilmesi için daha sağlam alt yapı projeleri üretilmesi ve düzenli bakım çalışmaları yapılması gerektiğinin altını çiziyor.
Sonuç olarak, Ardahan'daki bu felaket, sadece yerel halk için değil, aynı zamanda yerel yönetim ve afet yönetim sistemleri için de bir uyanma çağrısı niteliği taşıyor. Doğanın gücüne karşı hazırlıklı olunmadığı takdirde, benzer olayların tekrarlama ihtimali oldukça yüksek. Gelecek dönemde bu tür durumların önlenmesi için kapsamlı bir çalışma yapılması gerekiyor.