Son yıllarda kolon kanseri vakalarının 50 yaş altındaki bireylerde artışı, tıp camiasını alarma geçirdi. Geleneksel olarak, kolon kanseri yaşlı bireylerde daha yaygın olarak görülse de, 21. yüzyılın başından itibaren gençlerdeki görülme oranlarında belirgin bir artış gözlemleniyor. Uzmanlar, bu kötü gidişatın temel sebeplerinden birinin, özellikle fast food ve işlenmiş gıdaların yanı sıra belirli yaşam tarzı alışkanlıkları olduğuna dikkat çekiyor.
Küresel ölçekte yapılan araştırmalar, son yıllarda kolon kanseri vakalarının 50 yaş altındaki bireyler arasında %50’ye kadar artış gösterdiğini ortaya koyuyor. Bu artışın ardında yatan nedenleri araştıran bilim insanları, beslenme alışkanlıklarının bu durumu tetiklediğine inanıyor. Yetersiz lif alımı, yüksek yağ ve şeker oranına sahip gıdaların tüketimi, fast food kültürü ve az pişirilmiş kırmızı etin tüketimi, uzmanlar tarafından risk faktörleri olarak sıralanıyor.
Özellikle, işlenmiş gıdalar, trans yağlar ve şeker ile zengin gıdaların sık tüketimi, bağırsak sağlığını olumsuz etkileyerek kanser hücrelerinin büyümesine zemin hazırlıyor. Lif içeriği düşük bir diyet, bağırsakların düzenli çalışmamasına ve sağlıklı bakterilerin azalmasına neden oluyor. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre, yeterli lif alımı ile kolon kanseri arasındaki ilişki, önleyici bir rol oynamakta. Yani, daha fazla sebze, meyve, tam tahıl ve baklagil tüketimi, bu riski önemli ölçüde azaltıyor.
Beslenme alışkanlıklarının yanı sıra, yaşam tarzı faktörleri de kolon kanseri gelişimini etkileyen bir diğer önemli konudur. Düzenli fiziksel aktivite eksikliği, aşırı alkol tüketimi ve sigara içimi gibi alışkanlıklar, kanser riskini artıran etmenler arasında yer alıyor. Özellikle genç bireylerde, hareketsiz yaşam tarzı ve bilgisayar başında geçirilen uzun saatler, obezite ve buna bağlı sağlık sorunlarını beraberinde getiriyor. Obezite ise, kolon kanseri de dahil olmak üzere birçok kanser türü için önemli bir risk faktörü olarak kabul ediliyor.
Ayrıca, gençler arasında sıkça karşılaşılan stres, hormonal dengesizliklere ve bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olabiliyor. Psikolojik faktörler de, beslenme ve fiziksel aktiviteleri etkileyerek, genç bireylerin kolon kanseri riskini artırıyor. Bu nedenle, sağlıklı yaşam tarzına geçiş yapmak, genç bireylerin kanser riski ile başa çıkmalarına yardımcı olabilir.
Sonuç olarak, 50 yaş altındaki bireylerde kolon kanseri görülme sıklığındaki artış, sadece beslenme alışkanlıklarıyla değil, aynı zamanda yaşam tarzı değişiklikleriyle de ilgilidir. Sağlıklı gıda seçimlerine yapmak, düzenli spor yapma alışkanlıklarını benimsemek ve stresle başa çıkma yöntemleri geliştirmek, gençlerin sağlıklarını korumalarında önemli rol oynayacaktır. Uzmanlar, bu riskleri minimize etmek için ergenlik döneminden itibaren doğru ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazandırılması gerektiğinin altını çiziyor. Eğitim kurumları, aileler ve toplum olarak, gençlerin sağlıklı bir gelecek inşa etmeleri için gerekli adımları atmalıyız.